YANLIŞ BESLENMENİZ SEVDİKLERİNİZE NELER YAPAR ?
Bu seferki yazımı bir diyetisyen olarak değil, babasını yanlış beslenme yüzünden çok küçük yaşta kaybetmiş bir çocuk olarak yazıyorum.
Babam et ağırlıklı beslenen, fazla yağlı yemekler seven bir adamdı. Annem evde sebze pişirince ‘’ bu ne böyle ot mu yicez ?’’ diye tepki verirdi. Ve o zeytinyağlı yemeğin bile üzerine tabağına alınca ekstra zeytinyağı eklerdi. Evde annem onun sağlığına iyi gelecek yemekleri yapıyor diye dışarıda yağlı yemekler yemeye devam ediyormuş. Biz bunu çevre esnaftan babam öldükten sonra duyduk maalesef. Düşündüğünüzün aksine babam kilolu birisi değildi. Yıllarca ipek boyacılığı yapmasından kaynaklanan sağlam bir kas yapısı vardı. Emekli olduktan sonra hareket azalmasından dolayı biraz, gerçekten çok az göbek yapmıştı. Şu an bana gelen çoğu danışanımdan çok çok daha zayıftı ama damarlarda tıkanıklık vardı işte. Ömrü yetseydi bu tarz beslenmeye devam ettiği için sanırım daha fazla kilo alırdı. Ama maalesef bazen hayatımız, daha kötü duruma gelebileceğimiz kadar bile sürmez.
Babama damar tıkanıklığı teşhisi konulduktan ( çok net hatırlamasam da ) 2 – 3 yıl sonra, gözümüzün önünde bir akşam yemeği sonrası kalp krizi geçirip hayata veda etti. Peki onunla birlikte ben nelere veda ettim?
Babam vefat ettiği zaman ben sadece 12 yaşındaydım. Babamla çok iyi anlaşırdım, çok eğlenirdik. Çok güzel bir baba-kız ilişkimiz vardı. Ve bir anda o gitti… yaşadığım acıyı, kızgınlığı, üzüntüyü anlatamam.
Yıllar sonra diyetisyen olduktan sonra, kendimi birilerinin babalarını, annelerini, ablalarını, abilerini, çocuklarını…. Sevdiklerinden erken yaşta ayrılmasınlar diye, sağlıklarına kavuşturmayı amaç edindim. Çünkü geride kalan olmak çok zor, çok kötü. Ve sağlığınız olmazsa, ne kilonuzun ideal olması, ne işinizin çok iyi olması, ne kazancınızın çok yüksek olması, ne de evinizin çok lüks olmasının bir anlamı olmuyor. Ama çoğu insan bu saydıklarımı elde etmek uğruna sağlığını hiçe sayıyor. Bir düşünün içinizden kaç kişi kilo vereyim de nasıl olursa olsun deyip sağlıksız diyetler, ölüm oruçları, zayıflama çayları, zayıflama ilaçları, garip karışımlar, zayıflama ameliyatları vs gibi yöntemler deneyip sağlığını kaybetti. Hatta daha ileri gidip ölenler oldu. İçinizden kaç kişi işini ilerletmek için zamanının çoğunu çalışmaya vererek, zamansızlıktan dolayı sağlığını hiçe sayarak kendini sağlıksız beslenmenin kucağına attı. Bu yazı bu konulara dikkat etmeyen herkesi ilgilendiriyor. Acı ama gerçekleri size göstermek için bunları yazıyorum. Çünkü ben sağlıksız beslenip beni çocukken yalnız bırakan bir babanın şanssız çocuğuyum. Bu durumun acısını yaşayan biriyim. İnanın tarif edilmesi imkansız bir acı bu ve hiçbir zaman küllenmiyor.
Babam benim orta okul mezuniyetimde yoktu, lise mezuniyetimde de yoktu, üniversite mezuniyetimde de yoktu, kız isteme merasimimde de yoktu, nişanımda, kınamda ve düğünümde de yoktu. Onsuz 25 yıl geçirdim. 25 yılbaşını, 50 bayramı, 25 tatili babasız geçirdim. Hayatımdaki en mutlu anlarımda içimde bir yerlerde hep bir hüzün var. Hep eksiğim, hep yarımım ve hiçbir zaman da tamamlanmayacağım.
Bu sabah, babamı kaybetmemin üzerinden 25 yıl geçmiş olmasına rağmen, rüyamda babamı gördüm. Artık eskisi kadar sık göremediğim için çok sevindim ve ona o kadar güzel sarıldım ki. Ama maalesef içimdeki acı ağır bastı ve ağlayarak uyandım. Sarılmam yarım kaldığı için daha çok ağladım, özlediğim için daha çok ağladım. Onun yokluğunun verdiği acı, özlemenin verdiği acı asla azalmayacak bunu anladım. Ve ona bir kez daha kızdım. Ne için erkenden çekip gitmişti? Neden kendine dikkat etmemişti ?
Bugün ofisime gelen danışanlarımla konuşurken tek düşündüğüm sağlıklarını geri kazanmalarını sağlamak. Çünkü her şeyden önce sağlıklı olmalısınız. Benim babam kilolu değildi , yanlış beslenme yüzünden damar tıkanıklığı olmuştu. Babam, yanlış beslenmesinin ona kilo aldıracağı zamanları görebilecek kadar bile yaşayamadı.
Çoğu kişi yanlış beslenmesi kilo sorununu doğurmadığı sürece durumun yanlış olduğunun farkında olmuyor. Zayıfsanız istediğinizi yiyebilirmişsiniz gibi düşünülüyor. Bu düşünce kesinlikle yanlış.
Yanlış beslenme yüzünden damar tıkanıklığı, yüksek tansiyon, diyabet, kalp hastalıkları, karaciğer yağlanması, kanser, böbrek yetmezliği, gut gibi pek çok kronik hastalığa yakalanabilirsiniz. Obezite bunlardan sadece biri.
Obezite sizi fiziksel olarak rahatsız ettiği için kilolu kişilerin diyetisyene başvurma ve beslenme şekillerini değiştirme yüzdesi, kilosuz kişilere göre çok daha fazladır. Obezite görsel olarak kendini belli eder oysa ki yanlış beslenme kaynaklı yıpranma ve oluşturduğu hastalıklar daha sinsidir, belli bir doza gelene kadar kendini belli etmez. Ama ordadır işte. Hangi vücudun bu konuda daha dayanıklı, hangisinin dayanıksız olduğunu bilemezsiniz. Yani sizin vücudunuz yanlış beslenmenin oluşturduğu deformasyonlara 5 sene mi dayanır, 25 sene mi dayanır bilemezsiniz. Adeta içinizde bir saatli bombayla yaşamak gibi bir şey. Ve sonuçta geriye ne kalır biliyor musunuz ? siz gittikten sonra ardınızdan acınızla ve özleminizle baş etmek zorunda kalan sevdikleriniz kalır.
Sağlıksız beslenirken lütfen meseleye bir de sizi sevenlerin tarafından bakmaya çalışın. Gerçekten o yediğiniz besin, sevdiklerinizi bir ömür boyu üzmeye değer mi?
DİYETİSYEN GÜLEN AKBOYAR